I’M BACK BITCH!

Burayı epey boşladım. Sevdiğim şeyleri, hobilerimi, sevdiklerimi hatta kendimi epey boşladım.

Ortada dramatik bir neden de yok, depresif bir ruh da… Hani olsa keşke, onları bahane sayacağım. Aksine keşmekeşin içerisinde “günü kurtardım” durdum. Bunu hepimiz yapıyoruz. Bu da sanıldığı kadar kötü bir şey değil. Her zaman derim: Hepimiz büyük hayallere sahip olmak zorunda değiliz. Bu dünyanın bana ve benim gibilere de ihtiyacı var. Biz destek takımıyız. Hayalleri olanları destekleriz ve genel olarak kendimiz için her şeyi akışına bırakırız. Sürpriz severiz ve hayatımızı da küçük sürprizler şeklinde yaşarız.

Dev bir konserde dinleyicilerin omzundan omzuna sekerek sahneye bırakılmayı beklemiyorum. Ben daha çok rockstar’a sütyen fırlatanlardanım. Plansız, hedef odaksız, anın kararlarıyla ve neşeli.

Hayatıma neşe katan, beni ben yapan pek çok şeyden yaklaşık 1,5 senedir uzaklaştığımı fark ettikten sonra bir uyanış yaşadım. Yani yine iyiyim ama daha da iyi olabilirim. Eski ben’i özledim. Beni besleyen, enerjimi yükselten, aklımı kaçırtan her şeyi özledim. Bunun ilk adımı olarak da buraya dönmeye karar verdim.

Yapacak bolca boşumuz, dağıtacak bolca adaletimiz var. Ayağımıza taş değmesin. Öperim.

PODCAST YAYINIMIZLA TANIŞIN: GÖRKEMLİ KAYBEDENLER

Podcast çağını seviyorum. Pandemi başlangıcından beri, sevdiğim ve fikirlerini duymak istediğim kişilerin kulaklığımın içinde bıdı bıdı etmeleri kadar bayıldığım bir dijital olay daha yok! Eğer beni tanıyorsanız zaten işimdeki biricik eski dirsek arkadaşım Müşra ile Trendus Podcast için hazırladığımız onlarca bölüme aşinasınızdır. Müşra’nın yeni kariyer adımı bizi Trendus çatısından ayırsa da çok daha özgür ve “biz” bir oluşuma zemin hazırladı!

Okumaya devam et →

“Birine Anlatırsam Olmaz” Laneti

Birine bahsedersem gerçekleşmez” döngüsünü bilir misiniz? Bunu tek yaşayanın ben olmadığıma dair bir iç rahatlamasına ihtiyacım var. Çünkü ben bununla lanetlendiğime neredeyse eminim. Üstelik sanırım bu laneti çevremdekilere de yayıyorum.

Okumaya devam et →

Gülseren Budayıcıoğlu Dizilerinin Ele Geçirdiği Televizyonlar

Gülseren Budayıcıoğlu ismini son yıllarda sıkça duyar olduk. Kendisi aslında psikiyatr bir bilim insanı olsa da, Türk insanının çoğunun onu senarist sandığına eminim. Çünkü kendisi bu şekilde tanınmayı tercih etti.

Dramatik bir erkek sesinin fragmanda “Gerçek bir hayat hikayesinden alınmıştır” dediğini duyuyorsanız, bir Gülseren Budayıcıoğlu kitabı daha diziye uyarlanıyor demektir. Masumlar Apartmanı, Kırmızı Oda, Doğduğun Ev Kaderindir, Camdaki Kız… Sanırım şimdilik bu kadarlar. Öncelikle bu dizilerin hiçbirini izlemediğimi belirtmeliyim, konularını dahi bilmiyorum. Beni bu yazıyı yazmaya iten şey, denk geldiğim fragmanların bile içimi boğum boğum bir hale getirmesi. Çevremde izleyen, en azından bir fikri olan kişilere danışıp, konularını sorduğumda ise izlememekle ne kadar doğru bir karar aldığımı görmüş oldum.

Okumaya devam et →

Kötü Ekonominin Demotive Çalışanları

Ülke ekonomisinin altın çağını yaşamadığı bir gerçek. PMS dönemindeki gibi inişli çıkışlı ruh halleriyle dövizin durumu da ortada. Hal böyle olunca mavi yakalılar da beyaz yakalılar da, işverenler de maddi anlamda müşkül durumda. Borç yiğidin kamçısı mıdır bilinmez, ancak 21. yüzyılın paket programına dahil olduğu kesin. Çalışan borçlu, patron borçlu, herkesin bir yerlere borcu var.

Okumaya devam et →

Prenses Shaming’e Hayır

Şimdi biraz kalıplardan ve bunları yıkmaktan bahsedeceğiz. Geçtiğimiz günlerde Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaya çalıştık. Çalıştık çünkü bizim coğrafyamızda bunu doyasıya kutlamak pek de mümkün olmuyor. Kadınlar günü öncesinde eril zihniyet gündemimizdeydi malum. Zihinsel, duygusal dünyalarında güçsüz ve sevgisiz erkeklerin şiddet eğilimlerinden yıldık tükendik; bu apayrı bir konu ve ben bunun için kurulabilecek cümleleri psikiyatrlara, sosyologlara ve antropologlara bırakmayı yeğliyorum.

Okumaya devam et →

Birine Ne İstediğinizi Nasıl Belli Ediyorsunuz?

Bir dizi izledim. İlgimi çeken kısacık bir diyalog oldu. Asosyal bir şekilde kendi fanusunda büyümüş bir genç kız sosyal hayata atılıp başkalarıyla ilişkiler kurmaya başlıyor. Ve günün birinde şu soruyu yöneltiyor: “Birine ne istediğinizi nasıl söylüyorsunuz?

Diğer karakterimizden şu cevap geliyor: “Üstü kapalı ipuçları bırakarak ve yanıldıkları zaman sesli bir şekilde iç çekerek.

Okumaya devam et →

Merhaba Garantici!

Herkesin böyle kendiyle baş başa kaldığı ve saçma anlardan saçma sapan fikirler yarattığı zamanlar vardır. Ben bunu hep su ile yaşarım. Ya bir suya bakıyor olurum, işte deniz kenarı gibi düşünelim. Ya da duş falan alıyorumdur.

Dün duşa girerken yine bir teftiş yaptım. Duş jelleri vs. dolu mu, yoksa yedeklere düşüp banyo dolabından almam gerekiyor mu diye. Baktım şampuan azalmış, bu bana yetmez dedim koydum duş kabinine yeni şişeyi.

Ama yetti. Kendi kendime “ne garanticisin” diye düşündüm. Hay düşünmez olaydım. Konu kendi kendimle konuşurken şampuandan taaa nerelere gitti. İşte o gittiği yeri yazmak istedim.

Okumaya devam et →

Az Bilinen Son Dizi Keşiflerim!

En sevdiğim içerikle sizlerleyim! Yeni diziler izlemeye bayılıyorum. Kadrosu, senaristi, yönetmeni ya da konusu ilgimi çeken her yeni dizinin ilk bölümünü bir izler şans veririm. Bu dizilerden 2020 yapımı mis gibi son model ve çoook keyifli olanları sizlerle paylaşıyorum.

İşte son dönemde izlediğim, üstelik az bilinen fişşek gibi diziler!

Okumaya devam et →