“Birine bahsedersem gerçekleşmez” döngüsünü bilir misiniz? Bunu tek yaşayanın ben olmadığıma dair bir iç rahatlamasına ihtiyacım var. Çünkü ben bununla lanetlendiğime neredeyse eminim. Üstelik sanırım bu laneti çevremdekilere de yayıyorum.
İLİŞKİLER
Prenses Shaming’e Hayır
Şimdi biraz kalıplardan ve bunları yıkmaktan bahsedeceğiz. Geçtiğimiz günlerde Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaya çalıştık. Çalıştık çünkü bizim coğrafyamızda bunu doyasıya kutlamak pek de mümkün olmuyor. Kadınlar günü öncesinde eril zihniyet gündemimizdeydi malum. Zihinsel, duygusal dünyalarında güçsüz ve sevgisiz erkeklerin şiddet eğilimlerinden yıldık tükendik; bu apayrı bir konu ve ben bunun için kurulabilecek cümleleri psikiyatrlara, sosyologlara ve antropologlara bırakmayı yeğliyorum.
Birine Ne İstediğinizi Nasıl Belli Ediyorsunuz?
Bir dizi izledim. İlgimi çeken kısacık bir diyalog oldu. Asosyal bir şekilde kendi fanusunda büyümüş bir genç kız sosyal hayata atılıp başkalarıyla ilişkiler kurmaya başlıyor. Ve günün birinde şu soruyu yöneltiyor: “Birine ne istediğinizi nasıl söylüyorsunuz?“
Diğer karakterimizden şu cevap geliyor: “Üstü kapalı ipuçları bırakarak ve yanıldıkları zaman sesli bir şekilde iç çekerek.“
Merhaba Garantici!
Herkesin böyle kendiyle baş başa kaldığı ve saçma anlardan saçma sapan fikirler yarattığı zamanlar vardır. Ben bunu hep su ile yaşarım. Ya bir suya bakıyor olurum, işte deniz kenarı gibi düşünelim. Ya da duş falan alıyorumdur.
Dün duşa girerken yine bir teftiş yaptım. Duş jelleri vs. dolu mu, yoksa yedeklere düşüp banyo dolabından almam gerekiyor mu diye. Baktım şampuan azalmış, bu bana yetmez dedim koydum duş kabinine yeni şişeyi.
Ama yetti. Kendi kendime “ne garanticisin” diye düşündüm. Hay düşünmez olaydım. Konu kendi kendimle konuşurken şampuandan taaa nerelere gitti. İşte o gittiği yeri yazmak istedim.
Ona Bay İmkansız, Buna Bay Mükemmel. Peki Gerçekte Hangisi?
Bayılıyorum diyaloglarıyla bana bir şeyler düşündüren, empati kurduran ve hatta gelip de yazı yazmamı sağlayacak kadar derin olan, bizden olan dizilere. Konumuz ilişkiler! Dizimiz ise Trying.
Olmuyor, Demek Ki Olmaması Gerekiyor
Vay canına, gelmiş geçmiş en açıklayıcı başlığı atmam da harika olmuş. Ne demek istiyorum? Olmazlardan bahsetmek istiyorum. Olmayan şeyler aslında olmamaları gerektiği anlamına mı gelir? İşte tam da buna değineceğiz.
Geçmişten Sıyrılmanın Dayanılmaz Hafifliği
Geçmiş, şimdi ve gelecek… Binlerce söz vardır bu mahşerin üç atlısıyla ilgili söylenmiş, değil mi? Kaç kişisel gelişim kitabı yazılmıştır kim bilir bu konuda? Ortak nokta hep aynıdır; geçmişi unut, şimdiyi yaşa, geleceği kucakla. İyi de nasıl?